Dikkat Travma Çıkabilir!
- psikologsevvalbasar
- 14 Eki 2021
- 2 dakikada okunur
Psikolog İlkay Yaren Hayat
‘Geçen gün bir travma yaşadım ki hiç sorma’ eğer bu cümleyi sıklıkla kullanıyorsanız muhtemelen yaşadığınız olay travma değildir.

Yaşamda izi silinemeyen ağır olaylar büyük korkuların, çaresizlik ve güçsüzlük duygusunun ortaya çıkmasına neden olur ve travmayı yaşamış kişilerin duygularını, düşüncelerini ve ruhsal durumlarını uzun süre etkisi altına alır. Bu tür olaylar “Travmatik durum” veya “travma” olarak adlandırılır. Yani bir olayın travma olabilmesi için ölümle karşılaşma, doğal afet, kaza gibi çok ciddi boyutlar gereklidir.
Muhtemelen sizin bahsettiğiniz geçen günkü olaylar ise travma değil korku veya kaygı duygularınızı tetikleyen olaylardır. Travma Sonrası Stres Bozukluğu ise yaşanılan travmatik olay sonrasında kişinin hayat akışını etkileyebilen bir ruhsal bozukluktur.
Savaş ve çatışmaların askerler üzerindeki olumsuz etkileri olabileceği uzun yıllardır bilinmesine rağmen Vietnam savaşı sonrasında bu tanımın önemi artmıştır. Her an ölümle karşılaşma ihtimali sebebiyle askerlerin davranışlarında fark edilen değişimler dönemin psikiyatrist ve psikologları tarafından gözlemlenmiştir ve yapılan araştırmalar artmıştır. Günümüzde ise Travma Sonrası Stres Bozukluğunun belirti kümeleri vardır.
Bu belirtiler yaşanılan olay sonrasında ortaya çıkabilir.
1.Yeniden Yaşama Belirtileri
· Elde olmayan sıkıntı veya düşünceler
· Olayla alakalı rüyalar, kabuslar
· Olay tekrarlanıyormuş gibi hissedip davranmak
· Olayı hatırlatan bir durumda ruhsal zorlanma
· Olayı hatırlatan bir durumda fiziksel tepkisellik
2.Kaçınma Belirtileri
· Düşünce, duygu ve konuşmalardan kaçınma
· Etkinliklerden ve insanlardan uzak durma
· Travmatik olayın önemli kısımlarını hatırlayamama
· Bir geleceğin kalmadığı duygusu
3.Artmış Uyarılmışlık Belirtileri
· Uyku problemleri
· Tahammülsüzlük ve öfke patlamaları
· Odaklanma problemleri
· Aşırı tetikte olma hali
Bunlar travmatik bir olay sonrası yaşanabilecek geçici veya kalıcı olabilen belirtilerdir. Ancak bu belirtiler yaş grubuna göre farklı biçimlerde ortaya çıkabilir. Okul öncesi çocuklarda; alt ıslatma, parmak emme, yalnız uyuyamama, iştah kaybı, konuşma güçlükleri ve tikler görülebilirken okul çağındaki çocuklarda; başarıda düşüş, saldırganlık, bebeksi tavırlar, aşırı kontrollülük, isteksizlik ve öfke patlamaları görülebilir.
Peki müdahale nasıl olmalı? Öncellikle siz veya travmayı yaşayan bireyin durumu kabullenmesi gerekir. Aslında hayatın temelinde vardığımız ilk durak hep ‘kabullenme’ durağıdır. Kabullendikten sonra ise ‘farkına varma’ kısmına geçilir. Yaşanılan duygunun tanınması ve ifade edilmesiyle beraber kontrol duygusu yeniden kazanılır. Bireyin süreci daha sağlıklı atlatabilmesi için psikolojik destek alması faydalı olacaktır.
Çevre ve sosyal destekle beraber yaşamın devam ettiği gerçeğinin farkına varıldığında ise birey normal yaşantısına minimum hasarla devam edebilir. Burada unutulmaması gereken nokta şudur: Her travma kişiye özeldir. Birisini etkileyen olay bir başkasını hiç etkilemeyebilir ya da farklı şekilde etkileyebilir.
Bazı bireyler, travmatik bir olayla karşılaştığında direnç göstermekte ve bu stresli yaşam olayıyla daha etkin biçimde baş edebilmektedir. Travma sonucunda kişisel kaynakların fark edilmesi ve geliştirilmesi anlamında olumlu değişimler de gözlemlenmektedir. Aslında yaşadığınız olumlu veya olumsuz her olaydan payınıza düşeni almayı bildiğiniz sürece mutlaka bir kazancınız olduğunu da fark edeceksiniz.
Comments